BALÇIKHİSAR
Beldeye Prof. Dr. Orhan ÇEKER ile birlikte gidiyoruz. Ana caddelerindeki halkla selamlaştıktan sonra başkanlarının kahvehanede olduğunu öğreniyorum. Kahvehaneden içeri girince eski başkanı da orada görüp seviniyorum. Önce şimdiki başkan Hacı ÖZKAN’ın masasına gidip ziyaret sebebimi söyledikten sonra sorularımı soruyorum. Başkan, sorulara özetle şu cevapları veriyor:
“Beldeye ait geçmişten kalma ferman yok. Dört kardeş olarak buraya gelmişler. Karşı ki dağ Hisar mevkii olarak adlandırılır. Beldenin kurulduğu yer ise kamışlık, sazlık imiş. Halen de öyle. O yüzden beldenin adı balçık ve hisar biraraya getirilerek Balçıkhisar olmuş. Yunan askerleri beldeye girmemiş, karşı ki dağlarda mevzilenmişler. Ancak birer ikişer köye uğrayıp erzak alırlarmış. ****** mezarlığın oradan geçmiş, köyden bazı kişilerle konuşmuş.”
Başkanın yanında oturan Haydar ÇAKIR, söze karışıp camilerini gösteriyor ve bölgede tek olduğunu söylüyor.
Başkan Hacı ÖZKAN: “Halkımız dinine son derece bağlı. Durumları ne kadar kötü olsa da camiye yardım söz konusu olunca geri durmazlar. Örf ve adetlerini devam ettirirler. Cenaze evine 15 gün boyunca yemek götürür, gelen misafirler evlerde ağırlanır. Halk arasında kin, düşmanlık olmaz. Seçim hararetli geçer. Ancak seçim sonunda kim kazanırsa kazansın onun yanında birleşilir. Birlik ve beraberlik içinde hareket edilir. Halkımız fedakardırlar da. Her konuda birbirlerine yardım ederler.” .
Bu bilgileri yeni başkandan aldıktan sonra tarih konusunda engin bilgiye sahip olduğunu bildiğim eski başkanları Kazım ERGEN’in yanına varıyorum. Kazım ERGEN, beldenin kuruluş hikayesini şöyle anlatıyor: “Kuse Abdullah ve Karaoğlan adındaki iki kardeş Diyarbakır Cüngüş(Gercüş)’ten Malatya Arapkir’e gelmişler. Bir müddet orada oyalanmışlar. Daha sonraları Haymana havalisini, özellikle Yurtbeyli(Kusevdeli)’yi yurt edinmişler. Ağabeyleri Haymana yöresine göçetmiyor. Ağabeyleri ölmeden önce çocuklarına amcalarının Haymana’ya göçettiğini, ölürse burada kimselerinin kalmadığını, amcalarının yanına gidip oraya yerleşmelerini söylüyor. Babaları ölünce onun vasiyetine uyan ve adları Halil, İbrahim ve Nofel olan 3 kardeş Haymana yöresine göçediyorlar. Sora sora Kuse Abdullah’ı buluyorlar. İlk başlarda kendilerini amcalarına tanıtmıyorlar. Belli bir süre amcalarının yanında, emrinde ücretli çalışıyorlar. Bu arada çevre Teriki aşiretinden köyler Kuse Abdullah’ı her mevsim belli bir haraca bağlamışlardır. Mevsimi gelince Kuse Abdullah ailesinin telaşla haraç hazırlığı yapması bu üç kardeşin dikkatini çekiyor. Sorduklarında Kuse Abdullah onlara gerçeği anlatıyor. Bu üç babayiğit, genç delikanlılar haraç almaya gelen Terikileri püskürtüyorlar. Bu olaydan sonra amcalarına kendilerini tanıtıyorlar. Korkmamasını, yeğenleri olarak emirlerinde olduklarını söylüyorlar. Amcaları onları kızlarıyla evlendiriyor. Zaman içerisinde aile gelişince çevre komşu köylerle ilişkileri oluyor. Amcalarından müsaade isteyip yakın köylere yerleşmek istediklerini belirtiyorlar. Müsaadeyi alınca Turın(Altıpınar), Baltalin(Pınarbaşı) ve Balçıkhisar’a yerleşiyorlar. Bunlara Haliloğulları anlamında Halililer deniyor. Yukarısebil(Şavlu) ve Sazağası’na İbrahimiler; Bostanhöyük, Yeşilköy ve Karacadere(Karakilise) köylerine de Nofeliler denilmektedir.”
“Daha sonraları beldemize 1877’de ve 1915’te Erzurum, Bingöl ve Kelkit’ten yaklaşık 60 hane göçedip yerleşiyorlar. 1951’de de 1 Bulgar göçmeni aile köye yerleşmiş, daha sonraları buradan ayrılıp Ankara’ya göçetmiştir.”
Mıhammed-ı Şahmet’in evinin yanında atalarından kalma çok eski bir mezar taşı olduğunu duyunca Orhan Hoca ile oraya gidiyoruz. Osmanlıca yazılı mezar taşında şu sözlerin yazılı olduğunu hocam söylüyor, ben yazıyorum:
“Gel efendim nazar eyle
Şu kabrimin taşına
Gezerken neler geldi başıma
Akil ermek aklını al başına
Akibet turab oldum
Taşlık geldi başıma
Kaza-i Haymana Kariyesi Balçıkhisar
Kethüdazade Hürşit Efendi bin Hacı Muhammed
Aleyhiecmein. Ölüm Şaban ayı 1312/1896”
Beldenin nüfusu son sayımda 1542 olarak tespit edilmiş. Ankara’da bunun 2-3 katı kadar Balçıkhisarlı nüfus yaşamakta. Özellikle İtfaiye Meydanı’ndaki spotçuların çoğu bu beldeden.
Beldede 4 bakkal, 3 kahvehane, 1 lokanta, 1sağlıkevi(doktoru, ebesi, hemşiresi yok), 1 tarım kalkınma kooperatifi, ilköğretim Okulu, 2 cami var.
İdari Yapısı:
1998’de belediye oldu. İlk belediye seçimleri 1999’de yapıldı. Bu seçimde başkanlığa Kazım ERGEN, 2004’te yapılan seçimde ise CHP’den Hacı ÖZKAN seçildiler.
İki mahallesi var. Hisartepe ve Bahçelievler.
Hisartepe Mah. Muhtarı : Ahmet ÖZALP
Bahçelievler Mah. Muhtarı: Ahmet TAŞPINAR
Ulaşım:
Ankara’ya 85 km, Haymana’ya 40 km mesafededir. Ankara ve Haymana’ya ulaşım özel ve belediye otobüsleriyle her gün yapılmaktadır. Belediyenin 3 otobüsü var. 2’si Ankara’ya 1 tanesi de Haymana’ya gidip gelir. Ankara’ya 07.30’da gider 13.00 ve 15.00’te döner. Durak yeri İtfaiye Meydanı’dır. Haymana’ya ise her gün özel minibüs ve belediye otobüsü saat 08.00’de gidip 13.00’te dönmektedir.
Beldenin Tanınımış Simaları:
Mehmet Ağa(Yörenin Ağası İmiş), Hacı Kazım ŞEYBIZINLI, Şevket SERTER(Eski İl Genel Meclis Üyesi), Hüsamettin EFE(15 Sene Muhtarlık Yapmış), Mehmet ÖZKAN(Ankara CHP Eski İl Başkanı, işadamı), Veysel DEMİR(Çocuk Esirgeme Kurumu Eski Müşaviri), Dr.Hızır ERKAN(Haymana Devlet Hastanesi Eski Başhekimi), Dr.Hamdi ÖZKAN (Ortopedi Uzmanı), Şahmet ÖZKAN(Eczacı), Gülçin ŞEYHBIZINLI(TRT’de Spiker), Gülben ŞEYHBIZINLI(Doktor).
Beldenin Sorunları:
Beldenin sorunlarını Haydar ÇAKIR’dan dinliyorum: “En büyük sorunumuz bu yıl sonuna kadar belediyemizin kapanacak olması. Ekonomimiz kötü. Buğday para etmiyor, ofisler kapanıyor. 280 bine buğday satıyoruz, 560 bine Dap gübre alıyoruz. Vatandaş perişan. Ankara’ya göç var. Pancarcılık biraz iyiydi. Ona da kota konulunca zor duruma düştük.”
Başkan Hacı ÖZKAN, belediyelerinin kapanma durumu ile ilgili çevre köylerle yaptıkları görüşmeleri kısaca şöyle özetliyor: “Baltalin beldemize katılmaya talip. Bostanhöyük ile görüşmelerimiz devam ediyor, orayı ikna etmeye çalışıyoruz.”
Maddi imkansızlıklar içinde kısa sürede yaptığı çalışmaları ise: “Belediye hizmet binası ve çevre düzenlemesi, Özkan ailesi önderliğinde halkımızın katkılarıyla ve imece usuluyle 300 milyara yapılıp belediyeye hibe edildi. Ana caddeye kaldırımlar döşendi.” şeklinde anlatıyor.
[center][b]
Beldeye Prof. Dr. Orhan ÇEKER ile birlikte gidiyoruz. Ana caddelerindeki halkla selamlaştıktan sonra başkanlarının kahvehanede olduğunu öğreniyorum. Kahvehaneden içeri girince eski başkanı da orada görüp seviniyorum. Önce şimdiki başkan Hacı ÖZKAN’ın masasına gidip ziyaret sebebimi söyledikten sonra sorularımı soruyorum. Başkan, sorulara özetle şu cevapları veriyor:
“Beldeye ait geçmişten kalma ferman yok. Dört kardeş olarak buraya gelmişler. Karşı ki dağ Hisar mevkii olarak adlandırılır. Beldenin kurulduğu yer ise kamışlık, sazlık imiş. Halen de öyle. O yüzden beldenin adı balçık ve hisar biraraya getirilerek Balçıkhisar olmuş. Yunan askerleri beldeye girmemiş, karşı ki dağlarda mevzilenmişler. Ancak birer ikişer köye uğrayıp erzak alırlarmış. ****** mezarlığın oradan geçmiş, köyden bazı kişilerle konuşmuş.”
Başkanın yanında oturan Haydar ÇAKIR, söze karışıp camilerini gösteriyor ve bölgede tek olduğunu söylüyor.
Başkan Hacı ÖZKAN: “Halkımız dinine son derece bağlı. Durumları ne kadar kötü olsa da camiye yardım söz konusu olunca geri durmazlar. Örf ve adetlerini devam ettirirler. Cenaze evine 15 gün boyunca yemek götürür, gelen misafirler evlerde ağırlanır. Halk arasında kin, düşmanlık olmaz. Seçim hararetli geçer. Ancak seçim sonunda kim kazanırsa kazansın onun yanında birleşilir. Birlik ve beraberlik içinde hareket edilir. Halkımız fedakardırlar da. Her konuda birbirlerine yardım ederler.” .
Bu bilgileri yeni başkandan aldıktan sonra tarih konusunda engin bilgiye sahip olduğunu bildiğim eski başkanları Kazım ERGEN’in yanına varıyorum. Kazım ERGEN, beldenin kuruluş hikayesini şöyle anlatıyor: “Kuse Abdullah ve Karaoğlan adındaki iki kardeş Diyarbakır Cüngüş(Gercüş)’ten Malatya Arapkir’e gelmişler. Bir müddet orada oyalanmışlar. Daha sonraları Haymana havalisini, özellikle Yurtbeyli(Kusevdeli)’yi yurt edinmişler. Ağabeyleri Haymana yöresine göçetmiyor. Ağabeyleri ölmeden önce çocuklarına amcalarının Haymana’ya göçettiğini, ölürse burada kimselerinin kalmadığını, amcalarının yanına gidip oraya yerleşmelerini söylüyor. Babaları ölünce onun vasiyetine uyan ve adları Halil, İbrahim ve Nofel olan 3 kardeş Haymana yöresine göçediyorlar. Sora sora Kuse Abdullah’ı buluyorlar. İlk başlarda kendilerini amcalarına tanıtmıyorlar. Belli bir süre amcalarının yanında, emrinde ücretli çalışıyorlar. Bu arada çevre Teriki aşiretinden köyler Kuse Abdullah’ı her mevsim belli bir haraca bağlamışlardır. Mevsimi gelince Kuse Abdullah ailesinin telaşla haraç hazırlığı yapması bu üç kardeşin dikkatini çekiyor. Sorduklarında Kuse Abdullah onlara gerçeği anlatıyor. Bu üç babayiğit, genç delikanlılar haraç almaya gelen Terikileri püskürtüyorlar. Bu olaydan sonra amcalarına kendilerini tanıtıyorlar. Korkmamasını, yeğenleri olarak emirlerinde olduklarını söylüyorlar. Amcaları onları kızlarıyla evlendiriyor. Zaman içerisinde aile gelişince çevre komşu köylerle ilişkileri oluyor. Amcalarından müsaade isteyip yakın köylere yerleşmek istediklerini belirtiyorlar. Müsaadeyi alınca Turın(Altıpınar), Baltalin(Pınarbaşı) ve Balçıkhisar’a yerleşiyorlar. Bunlara Haliloğulları anlamında Halililer deniyor. Yukarısebil(Şavlu) ve Sazağası’na İbrahimiler; Bostanhöyük, Yeşilköy ve Karacadere(Karakilise) köylerine de Nofeliler denilmektedir.”
“Daha sonraları beldemize 1877’de ve 1915’te Erzurum, Bingöl ve Kelkit’ten yaklaşık 60 hane göçedip yerleşiyorlar. 1951’de de 1 Bulgar göçmeni aile köye yerleşmiş, daha sonraları buradan ayrılıp Ankara’ya göçetmiştir.”
Mıhammed-ı Şahmet’in evinin yanında atalarından kalma çok eski bir mezar taşı olduğunu duyunca Orhan Hoca ile oraya gidiyoruz. Osmanlıca yazılı mezar taşında şu sözlerin yazılı olduğunu hocam söylüyor, ben yazıyorum:
“Gel efendim nazar eyle
Şu kabrimin taşına
Gezerken neler geldi başıma
Akil ermek aklını al başına
Akibet turab oldum
Taşlık geldi başıma
Kaza-i Haymana Kariyesi Balçıkhisar
Kethüdazade Hürşit Efendi bin Hacı Muhammed
Aleyhiecmein. Ölüm Şaban ayı 1312/1896”
Beldenin nüfusu son sayımda 1542 olarak tespit edilmiş. Ankara’da bunun 2-3 katı kadar Balçıkhisarlı nüfus yaşamakta. Özellikle İtfaiye Meydanı’ndaki spotçuların çoğu bu beldeden.
Beldede 4 bakkal, 3 kahvehane, 1 lokanta, 1sağlıkevi(doktoru, ebesi, hemşiresi yok), 1 tarım kalkınma kooperatifi, ilköğretim Okulu, 2 cami var.
İdari Yapısı:
1998’de belediye oldu. İlk belediye seçimleri 1999’de yapıldı. Bu seçimde başkanlığa Kazım ERGEN, 2004’te yapılan seçimde ise CHP’den Hacı ÖZKAN seçildiler.
İki mahallesi var. Hisartepe ve Bahçelievler.
Hisartepe Mah. Muhtarı : Ahmet ÖZALP
Bahçelievler Mah. Muhtarı: Ahmet TAŞPINAR
Ulaşım:
Ankara’ya 85 km, Haymana’ya 40 km mesafededir. Ankara ve Haymana’ya ulaşım özel ve belediye otobüsleriyle her gün yapılmaktadır. Belediyenin 3 otobüsü var. 2’si Ankara’ya 1 tanesi de Haymana’ya gidip gelir. Ankara’ya 07.30’da gider 13.00 ve 15.00’te döner. Durak yeri İtfaiye Meydanı’dır. Haymana’ya ise her gün özel minibüs ve belediye otobüsü saat 08.00’de gidip 13.00’te dönmektedir.
Beldenin Tanınımış Simaları:
Mehmet Ağa(Yörenin Ağası İmiş), Hacı Kazım ŞEYBIZINLI, Şevket SERTER(Eski İl Genel Meclis Üyesi), Hüsamettin EFE(15 Sene Muhtarlık Yapmış), Mehmet ÖZKAN(Ankara CHP Eski İl Başkanı, işadamı), Veysel DEMİR(Çocuk Esirgeme Kurumu Eski Müşaviri), Dr.Hızır ERKAN(Haymana Devlet Hastanesi Eski Başhekimi), Dr.Hamdi ÖZKAN (Ortopedi Uzmanı), Şahmet ÖZKAN(Eczacı), Gülçin ŞEYHBIZINLI(TRT’de Spiker), Gülben ŞEYHBIZINLI(Doktor).
Beldenin Sorunları:
Beldenin sorunlarını Haydar ÇAKIR’dan dinliyorum: “En büyük sorunumuz bu yıl sonuna kadar belediyemizin kapanacak olması. Ekonomimiz kötü. Buğday para etmiyor, ofisler kapanıyor. 280 bine buğday satıyoruz, 560 bine Dap gübre alıyoruz. Vatandaş perişan. Ankara’ya göç var. Pancarcılık biraz iyiydi. Ona da kota konulunca zor duruma düştük.”
Başkan Hacı ÖZKAN, belediyelerinin kapanma durumu ile ilgili çevre köylerle yaptıkları görüşmeleri kısaca şöyle özetliyor: “Baltalin beldemize katılmaya talip. Bostanhöyük ile görüşmelerimiz devam ediyor, orayı ikna etmeye çalışıyoruz.”
Maddi imkansızlıklar içinde kısa sürede yaptığı çalışmaları ise: “Belediye hizmet binası ve çevre düzenlemesi, Özkan ailesi önderliğinde halkımızın katkılarıyla ve imece usuluyle 300 milyara yapılıp belediyeye hibe edildi. Ana caddeye kaldırımlar döşendi.” şeklinde anlatıyor.
[center][b]